EZİ YAZILARIM / KÜLTÜR - SANAT | |
| Kitap yazılarım | Şiirimsilerim | Söyleşiler | Öykülerim | Fotoğraflarım | Tiyatro üzerine |
BOZCAADA'DA TARİHİ GÜRÜNEYLER YAZIYOR
Doğduğunuz, doyduğunuz, durduğunuz ve duygulandığınız şehir, kent, yer için ne yaptınız?
09/09/2006 Mustafa SÜTLAŞ mustafa@sutlas.com
Sizlere de öneriyorum; "uzak yakın" demeyin ilk fırsatta gidin ve insanın "kendi başına" neler yapabileceğini görün. Geyikli'den bindiğiniz arabalı vapurdan Bozcaada limanında indiğinizde ileriye, adanın içine doğru yürüyün. Sağınızda kale ve hemen onun önündeki meydanı geçince bir tarafında Ziraat Bankasının bulunduğu dört yol ağzına gelirsiniz. Sağa doğru kale arkasına ve Salhane'ye gider yol, Sola doğru ise adanın içlerine. Tam karşıdaki sokağa gireseniz, hemen sağınızda Belediye, solunuzda Talay Şarap fabrikası vardır. Onları geçince solda tek katlı eski bir Rum evi görürsünüz. 1874'de yaşanan yangından sonra, birbirini dik kesen sokaklarıyla planlı bir şekilde yeniden yapılan Rum mahallesindeki eski evlerden birisidir o. Duvarında yukarıda belirttiğim merkezin bir plaketi vardır. Kapı kapalı olsa da korkmayın çıkın 5 basamağı ve kapıyı iteleyin. Eğer yaz dönemiyse orada Ya Hakan Gürüney'i ya da eşi İnci Gürüney'i göreceksiniz. İşte onlar Bozcaada'yı en iyi ve kapsamlı bir şekilde anlamanızı sağlayacak olanağı sizlere sunacaklar.
"2 yılda 20 yıllık iş"
Tam bu noktada size Bozcaada'nın Kaymakamı Bilal Bozdemir'den söz etmeliyim. Genç bir insan o. 1972 yılında Karaman'da doğmuş. 1993 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Kamu Yönetimi Bölümü'nü bitirmiş. Sonra eskileirn deyişiyle "maiyet memurluğu" yapmış Kaymakam vekili olarak. Ardından İngiltere'ye gitmiş. 8 ay süreyle dil ve meslek eğitimi görmüş. Dönünce Manisa İli Köprübaşı İlçesi ile Ordu İli Çaybaşı İlçesinde Kaymakam Vekilliği görevlerinde bulunmuş. İlk klaymakamlığına henüz 25 yaşındayken Osmaniye İli Sumbas İlçesinde başlamış. Sonra Bayburt, Aydıntepe İlçesinde sürdürmüş. 2002-2004 arasında Siirt'te Vali Yardımcılığı görevinde bulunmuş. Siirt Mücadele gazetesinin herşeyi olan Sevgili Cumhur Kılıççıoğlu'nun kimbilir ne anıları vardır onunla ilgili. Bozdemir 07.10.2004 tarihinden bu yana da Bozcaada Kaymakamlığı görevinir sürdürüyor. Görev süresi dolmuş aslında ama uzatmışlar. İyi şeyler yaptığını öğrenmiş olmalılar.Pek çok iş gerçekleştirmiş Bozcaada'da. İlkokul ve liseyi neredeyse yeniden yapılma derecesinde onartmış. Bu arada adanın tüm iç yollarının asfaltlanması ve adanın kanalizasyon sistemi konusunda çabaları olmuş. Son olarak da Çanakkale'deki 18 Mart Üniversitesi'ne bağlı bir Turizm Yüksek Okulu'nun adada açılması ve yaklaşık 40 öğrenciyle eğitime başlamasına önayak oluyor. Bu kış açılacağı söyleniyor okulun. Eskiler bunu önemsiyor. Çünkü Bozcaada çok eskilerde kalan "şaşaalı" günlerine sanki yeniden kavuşacak. Adanın kışları yaşanan "depresif" ortamı gençlerle neşelenecek. Belki de başka büyük kentlere benzeyecek; çeşitli sorunları da birlikte getirecek. Ayrıca şu sıralarda Organik Tarım, Zeytinciliği ve Bağcılığı Geliştirme, Ağaçlandırma Projeleri gibi yürütülen çeşitli projelerin de gerçekleştirilmesi için çalışıyor. Ada halkı tarafından sevilen Kaymakam olsı tüm eleştrileri göz alarak Hakan Gürüney'in Bozcaada tarih Araşatırma Merkezi'ne de önemli bir destek sunmuş. Bir "özel" Müze Daha önce belirtiğim gibi ilçe merkezinde bulunan ve 1874 yangınından sonra Bozcaada'da yapılan binaların en yüksek ve görkemlisi olan binayı Merkeze tahsis etmiş. Binanın hikayesi de ilginç. 1917 yılında zemin kat üzeri, üç katlı bina şeklinde yaptırılmış. Adanın eski Rum ailelerinden birine aitmiş. Rumlar adadan gidince orası da uzun süre boş kalmış. Sonra üst iki katı kontrollü bir şekilde yıkıldıktan sonra, bodrum ve giriş katı günümüze kadar çeşitli amaçlarla kullanılmış. Binanın mülkiyeti Hazineye ait. Kültür ve sanat hizmetleri için Bozcaada Kaymakamlığı'na tahsis edilmiş. İşte bu bina, bu yıl Mimar Reşit SOLEY ve Yapımcı Nuri SEVİM'in katkılarıyla Kaymakamlık tarafından restore edilmiş ve Bozcaada Yerel Tarih Araştırma Merkezi'ne tahsis edilmiş.
Merkezin sergi salonu olarak kullanılan binayı haziran 2006'da yapılan protokolden sonra 4 Ağustos 2006'ya kadar geçen çok kısa sürede yeniden onartan Kaymakam Bozdemir gitmeden önce "bunu da Bozcaada'ya kazandırayım" demiş. Merkez daha önce ilçe merkezinden 2 kilometre uzaktaydı. Müzenin kurucusu Hakan Gürüney, Ayazma yolu üzerinde aldığı bir araziye, adanın eski bağ evleri tipinde bir bina yaptırarmış ve biriktirdiklerini orada sergiliyordu. İlçenin merkezindekii bu binanın tahsisiyle müze artık herkesin ulaşabileceği bir yerde bulunuyor. Bunu sağlayan ise kaymakam Bilal Bozdemir. M.Hakan Gürüney kimdir "BOYTAM'ın kurucusu" demek aslında yeter. Aslında o bir bir "iflah olmaz koleksiyoner". 1961 İstanbul'da Fener'de doğmuş. ODTÜ Fizik Bölümü mezunu. 1989 yılından beri bir bilgisayar şirketi sahibi. Bir "deniz kabuğu"nun peşinden 1992 yılında ilk kez Bozcaada'ya gelmiş. 1998 Haziran ayında da Bozcaada'ya yönelik ilk objeyi satın almış. Kendi deyişine göre "o gün bir Bozcaada koleksiyonu oluşturmaya" karar vermiş. Bütünüyle Bozcaada odaklı, farklı konulardaki koleksiyonu genişledikçe, eldeki malzemenin sergilenebilmesi için bir araştırma merkezi binası yapmaya karar vermiş ve binayı tamamlayıp 2005 yılında sergisini açmış.. İngilizce ve Osmanlıca biliyor, Hakan Gürüney. Eşi yardımcısı, aynı zamanda müzenin "demirbaş bir elemanı" olan İnci Gürüney, kızı "Ada" ve oğlu "Ege"yle birlikte Bozcaada'da yaşıyorlar.
1997 yılında Bozcaada'ya yerleşen Gürüneyler buraya yerleşme kararı vermeden önce Kaş'a kadar tüm Ege ve Akdeniz sahillerini dolaşmışlar. Kendi deyişiyle söylersek "İstanbul yaşamının bilinen bütün o zorluklarına karşın Bozcaada, bizim yaz, kış demeden gelip sığınacağımız tek liman" olmuş. Adanın doğal güzellikleri dışında bugün sayıları çok az kalan yerlileri de onların bu kararında etkili olmuş. Onların arasında "Panayokt Abalı"yı sayıyor. Hakan Gürüney. Çocukları Dimitri'nin, okul hayatı başlayacağı için Atina'ya göç eden, adada evlenmiş son Rum çift olan, Panayot OVALI ve sevgili eşi Filo Gürüneylere, beraberce avladığımız sinaritlerden nefis buğulama yapmayı, ahtapotlardan salata veya ızgara yapmayı, kalamardan dolma yapmayı öğretmişler. Adanın tarihini öğrenme Eğer adaya gider ve müzeyi gezerseniz sizin de canlı bir şekilde öğreneceğiniz Bozcaada'nın tarihi konusunda oraya gittiğinde hiç bir bilgisi yokmuş Hakan Gürüney'in. Merak hastalığı ona da bulaşınca araştırmaya başlamış. Araştırdıkça "bu küçücük adanın, sığ bir tarihi değil, eskilerin deyimiyle, gayya kuyusu gibi derin bir tarihi olduğunu" öğrenmiş ve eşeledikçe yeni şeyler bulmuş. Bir yandan da engelleyemediği biriktirme duygusuyla Bozcaada'lılar tarafından veya Bozcaada için üretilmiş kültür varlıklarını toplamaya başlamış. İşte müze bunların ürünü.
Osmanlı Şark yıllıkları, Salnameler, Başbakanlık Osmanlı Arşivi dokümanları, seyahatnameler, haritalar, resimler, gravürleri, işgal dönemi posta kartları, adada yaşayan insanların ürettikleri, bıraktıkları herşey onun müzesinde tarihin yokediciliğine karşı muhafaza edileceği bir sığınak olmuş. Bir yandan da yaşayanlarla sözlü tarih çalışmaları yapmaya başlamış Hakan Gürüney. Tarih kitaplarındaki soğuk cümlelerdeki yaşamı tüm canlılığıyla kavramaya başlamış. İşte müzede onlar sunuluyor. Gürüneyler BOYTAM'ı oluştuma amaçlarını; "Bozcaada'nın yerel tarihini aydınlatan; Yunan, Roma, Bizans, Rum, Osmanlı ve Türk kültürlerine yönelik her türlü orijinal belge ve objeden yararlanarak, Bozcaada'dan gelmiş geçmiş kültürleri ve halkları bütün çeşitliliği içinde herkes için anlaşılır hale getirmek" olarak belirtiyorlar..
Paylaşmak, paylaşmak.. Bu sözcüğü sevmiyorum. Paylaşıldıkça herşey küçülüyor gibi geliyor bana. Oysa ne olursa olsun birşeyleri birileriyle birlikte yapmak o şey her neyse onu büyütüyor, bütünlüyor. Hakan Gürüney'de "bu inancı paylaşan, bu birikime katkıda bulunmak isteyen herkesle tanışmak, fikir alışverişinde bulunmak en büyük zevkimdir" diyor. Hakan ve İnci Gürüney Merkezin ziyaret edilmesini istiyorlar. Ziyaretçilerin, BOYTAM'ı kültürel miras ve doğal çevreye ilişkin değerleri geliştirecek güçlü bir araç olarak görmelerini bekliyorlar. Böylelikle "çok renkliliğin", "kültürel ve etnik farklılıkların" farkında olmayı sağlamayı ve buna saygıyı "yaşamın içinde varetmeyi" umuyorlar. Tabii adanın yerlisi olan ve yıllarca ada nüfusunun çoğunluğunu oluşturdukları halde sayıları bugün 22'ye kadar düşen Rumların da bu adanın olmazsa olmazları olduğunu vurgulayarak. Ayrıntılı bilgi için _____________
Bu yazılara ayrıca http://www.sutlas.com adresindeki internet sayfamdan da ulaşabilirsiniz.
|