| Kültür Sanat | Şiirimsilerim | Söyleşiler | Öykülerim | Fotoğraflarım | Tiyatro üzerine | Gezi yazıları
 



SON OKUDUĞUM KİTAPLARIN LİSTESİ

İnternetteki sayfama bu başlığı taşıyan bir bölüm koyunca onun altını doldurmak da bir gereklilik oldu. Daha önceleri zaman zaman okuduğum kitapların tanıtım ve değerlendirmelerini içeren yazılar yazardım. Aslında kendi başına özel bir uzmanlık dalı ve iş olan bu alanda kalem oynatmak o kadar da kolay değildir. Bunun bilincindeyim. Yine de "popüler" olmayan kitapları okuyan birisi olarak okuduklarımdan zaman zaman söz etmeyi gerekli görüyorum. Genellikle kitap seçimimi de ilgi duyduğum ya da üzerinde çalıştığım konularla ilgileri itibariyle seçtiğim için öğrendiklerimi kullanmak ve paylaşmak zorunluluğu da beni bu noktaya getiriyor.
Kitaplar hakkında yazılarım.


2009 YILI
Son olarak 23 Aralık 2009 tarihinde güncellenmiştir.

Düş Sandığım (Derleme)
Yasemin Candemir
Okuyanus Yayınları, İstanbul, 2009
ISBN: 978-605-405-423-7, 139 Sayfa,

27.12.2009 / (873/33)

DEĞERLENDİRMEM:
İlginç ancak bence değerlendirilmesi tamamlanmamış bir çalışma. Yine de okuyana çok fazla bilgi veriyor. En çok da koşullanmaların ve bunun oluşmasında medyanın rolünün büyüklüğünü ortaya koyuyor.
Sosyologların yapması gereken ama muhtemelen "tabu" sayıldığı için yapılmamış bir çalışmanın bir gazeteci tarafından gerçekleştirilmesi de gazetecilerin önündeki ufukların genişliğini ve büyüklüğünü göstermesi bakımından önemli.
Mustafa Sütlaş

Struma Karanlıkta Bir Ninni
Hakan Akdoğan
Doğan Kitap, İstanbul, 2007
ISBN: 978-975-991-542-1, 160 Sayfa,

19.12.2009 / (872/32)

DEĞERLENDİRMEM:
Yaşanılan "acı gerçeği" biliyordum. Belgeselini bile izlediğimi anımsıyorum. Bilerek, isteyerek yani "taammüden" yaşanan bir katliam. Ölüm ve katliamlar her zaman yapılanlara bağlı değildir. Bazen, hatta sıkça yapılmayanlardan da kaynaklanır.
Hakan Akdoğan işte onu anlatıyor, içiçe yedirilmiş iki öyküde. İkisinin de hem kahramanları hem de sonuçları aynı. Buna kaza da, cinayet de demek mümkün. Sorun yalnızca zamanlamada... O zaman ve zamanlamadır bizi bazen fail, bazen de mağdur yapan...
Mustafa Sütlaş

Ben Bölmeden Geldim Komutanım...
Müslüm Üzülmez, (Çizen: E. Özkahraman, L.Çakın)
Eko Yayınları, İstanbul, 1999
ISBN: -, 189 Sayfa,

12.12.2009 / (871/31)

DEĞERLENDİRMEM:
Yazarını tanıdığım, dahası imzalayarak bana armağan edilmiş bu kitabı, hüzünlü bir gülümsemeyle okudum. Çünkü anlatılanların tümü gerçekti ve bir kadim coğrafyanın insanının, salt oraya ait olduğu ve orada yaşamaya direndiği için başına gelenleri anlatıyor, anlamamız için bizlere aracılık ediyor sevgili Müslüm Üzülmez.
Belki anadilinde yazılmış olsa ve ben o dilden okuyabilsem bambaşka bir anlamı da fark edebilirdim. Ama öyle olmadığı için sanırım, sesi biraz kırık, dili biraz kavruk, gülümsemeleri bazen donuktu bu kitabın. Eline, diline, yüreğine sağlık...
Mustafa Sütlaş

Eski 45'likler (Şiir)
Murathan Mungan
Metis Yayınları, İstanbul, 1999
ISBN: 975-342-033-1; 51 Sayfa,

30.11.2009 / (870/30)

DEĞERLENDİRMEM:
Murathan Mungan için bir değerlendirme yapmaya gücüm yetmez. Yalnız okurum, hele şiiriyse "sesli okurum", duya duya, yaşaya yaşaya...
Tuhaf olanı odur ki, aynı zamanlarda aynı şeyleri düşünmüşüz, kimi zaman ise ben karalamışım, o ise yazmış:
"insanlar / ya ölürler ya terk ederler bizi / yalnızlık / yalnızca yalnızlık çizer kaderimizi"
Mustafa Sütlaş

İşte Böyle Güzelim (Anı-derleme)
H.Adak, A.G. Altınay, E.Düzel, N.Bayraktar
Sel Yayıncılık, İstanbul, 2008
ISBN: 978-975-570-366-4; 125 Sayfa,

27.11.2009 / (869/29)

DEĞERLENDİRMEM:
Bu çalışmadan daha önce haberdar olmuştum. Medyada birkaç yazı da okuduğumu anımsıyorum. Kitabı bulduğumda hemen aldım, okudum.
Anlatan kadınlar, anlatılanlar da. Ama içinde erkekler de var. Cinselliğe dair yaşadıklarını, düşündüklerini ve hissettiklerini yazmış kadınlar. Aslında kadınlar için yazmışlar ama erkeklerin de öğrenecği pekçok şey var bence. O nedenle de okunmalı. Ben de okudum öğrendim. Tabii herkes öğrendiğini kendisi biliyor.
Mustafa Sütlaş

Kara Kutu (Hikaye)
Tonino Benacquista (Çev: Nükhet İ.İpekçi)
Kelebek Yayınları, Öykü; İstanbul, 2002
ISBN: 975-8721-05-4; 127 Sayfa,

27.11.2009 / (868/28)

DEĞERLENDİRMEM:
Ucuz kitapların yazarları genellikle tanınmamış oluyor. Çoğunda "yazma heves ve isteği ile biraz içtenlik" dışında bir şey bulunmuyor. Ama yine de onları alıp okumayı seviyorum. Çünkü arada sırada da olsa "sıradışı" olan birisine, bir olaya ya da bir öyküye rastladığım oluyor.
Bu kitap da öyle bir kitap. İçinde yer alan öyküler kadar anlatış biçimi de sıradışı. Kitapta yer alan beş öykünün hepsi de çok şaşırtıcı. Bulursanız okuyun.
Mustafa Sütlaş

Sürgün, Göç ve Ölüm (Hikaye)
Muhsin Kızılkaya (Derleyen)
İletişim Yayınları, Çağdaş Dünya Ed.- 196; İstanbul, 2004
ISBN: 978-975-05-0285-9; 283 Sayfa,

25.10.2009 / (867/27)

DEĞERLENDİRMEM:
Muhsin Kızılkaya "neylerse güzel eyliyor." Bu kitapla Türkçe okuyan okurlara, Kürt hikayecilerden çok değerli bir seçki sunuyor.
Derleme aynı zamanda Kürtlerin son yüz yıllık dönemlerindeki gündelik yaşamın bir tarhçesi gibi de okunabilir. Dertler, sıkıntılar, zorluklar ama ille de "sürgün, göç ve ölüm"ün yaşandığı yaşantılar, dile getirme, söyleme ve anlatma tutumunun tartışıldığı bir arka planda ortaya konuluyor.
Herşeyden önce çok büyük bir emek var. O nedenle yalnızca içinde yazılanlara değil, onları yazanlar ve sunanlara yönelik bir saygıyla okunmalı.
Mustafa Sütlaş

Yara (Roman)
Semra Topal
Agora Kitaplığı, İstanbul, 2006
ISBN: 9944-916-41-2; 144 Sayfa,

19.10.2009 / (866/26)

DEĞERLENDİRMEM:
Semra Topal ilginç bir yazar. Çok önemli kişileri, durumları, olayları ve konuları romanlarında yazıyor. Bunda da çok içimizde ama çok aykırı olan bir kesimin gündelik yaşamına ayna tutmuş, bizleri onların yanına götürüyor ve içimizdeki onlardan kimi parçalara dışardan bakmamızı sağlamaya çalışıyor.
Onun romanlarını okumak, kişinin canlı canlı kendisini incelemek üzere laboratuara girmesine ya da uyuşturulmadan ameliyat olmasına benziyor. Herşey görünür hale geliyor. En çok da romana adını veren "yara"larımız. Çıkarken allak bullak çıkıyorsunuz, ama bir o kadar da kendinize dair bilmediklerinizi öğrenmiş oluyorsunuz.
Mustafa Sütlaş

X İlişkiler (İnceleme)
Mahmut Çetin
Edille-Marifet Yayınları , İstanbul, 2000
ISBN: 975-8204-02-5; 302 Sayfa,

15.10.2009 / (865/25)

Allah'ın Kızları (Roman)
Nedim Gürsel
Doğan Kitap-Türk Edebiyatı, İstanbul, 2008
ISBN: 978-995-991-651-0, 288 Sayfa,

04.09.2009 / (864/24)

DEĞERLENDİRMEM:
Nedim Gürsel'in yargılanan bu romanını çıktığı zaman okumaya karar vermiştim. Okumam ise yaklaşık 1,5 yıl sonra oldu. Bir tür "borç ödeme" kaygısıyla yazılmış bir dönem romanı olarak değerlendiriyorum.
İki farklı dönemin aynı anda kimi koşutluklar kurularak anlatıldığı romanda, inancı anlamanın anlatımını denemiş Nedim Gürsel.
Okurken keyif aldım. Kimi maddi ve tarihe dair yanlışlar, kitap bir roman kurgusu içinde yazıldığı için göz ardı edilebilir. Belki bir eksiklik sayılabilir ama, Nedim Gürsel'in daha önce herhangi bir kitabını okumamıştım. Benim için bir ilk oldu. Umarım son olmaz.
Mustafa Sütlaş

Özlemin Beni Savuran (Roman)
Meltem Arıkan
Doğan Kitap-Çağdaş Roman, İstanbul, 2009
ISBN: 978-605-111-228-2, 192 Sayfa,

28.08.2009 / (863/23)

DEĞERLENDİRMEM:
Artık sürekli bir okuru olduğum elektronik ortamda yazıştığımız Sevgili Meltem Arıkan'ın son romanını uzun ve maceralı bir süreçte okudum. Okuyup tam sonuna geldiğimde bıraktım. Arıkan'la yazıştıktan sonra sonunu okudum. Gerçekten de "özgürlük ile aşk" arasındaki seçime ve bu seçimi yaptıktan sonra yaşananlara dair bir yalnız bir roman değil, bence bir düşün kitabı.
Arıkan "tez roman"ları yazıyor. Amacı okuyanı tartıştırmak ve "insan" olmamıza katkıda bulunmak. Tabii burada "kadın" daha önde, ileri de ve insanın geleceğini ören konumunda... Arıkan haklı!... Okuyun anlayacaksınız.
Mustafa Sütlaş

Birini Öldüreceğim (Roman)
Fırat Ceweri (Çev: Muhsin Kızılkaya)
İthaki Yayınları:635, Ed:512, İstanbul, 2009
ISBN: 978-605-375-000-0, 152 sayfa,

18.07.2009 / (862/22)

DEĞERLENDİRMEM:
Yayınlanır yayınlanmaz okuduğum kitapların sayısı fazla değildir. Doğrusu bunu da Abidin Parıltı'nın Radikal Kitap'daki güzel yazısından etkilenerek alıp okudum. Ceweri ilk kez okuduğum bir yazar. Kendi dilinde okuyamadığım, o da bildiği Türkçe ile yazmadığı için onu yeterince değerlendiremedim.
Bence iki ayrı roman temasını birleştirerek bir roman haline getirmiş. İlkinde varlığı ve yaşamı "ölüm ve öldürme" olgusu üzerinden sorguluyor. Çok da iyi bir "kahraman" ve "durum" yakalamış. İkincide de tema "ölüm ve öldürme" ama başka bir boyut ve düzlemde. Bu kez de "politika"yı sorgulatıyor. Dahası ikisini de "ustaca" bir buluşla kesiştirmiş.
Bu romanı "Kürtçe" okumak ve değerlendirmek isterdim. Çünkü Muhsin Kızılkaya gibi gerçek bir yazarın çevirisiyle Türkçeleşen bu romanın yüksek edebi niteliğinin kaynağını Türkçe çevirisnden anladığımı söyleyemiyorum.
Mustafa Sütlaş

Anarşist Bir Kadının Aşkları (Roman)
Güler Kazmacı
Nokta Yayınları, İstanbul, 2004
ISBN: 975-882-359-0, 192 sayfa,

16.07.2009 / (861/21)

DEĞERLENDİRMEM:
Gazeteci yazar Güler Kazmacı kitabını TGC'nin "Babıali Şenliği" sırasında imza günümüz sırasında bana imzalayıp vermişti. Ben de kendi kitabımı ona imzalayarak sunmuştum. İmzalı kitapları üzerinden çok zaman geçmeden okumayı alışkanlık edindim. Bunu imzalayana yönelik "saygının" bir gereği olarak düşünüyorum.
Eş zamanlı okuduğum Binnie Kirshenbaum'un kitabıyla kıyaslandığında, aynı sorunsal ve durumun bu coğrafyada yaşanmış biçimini gözlemliyoruz. Koşutluklar çok fazla; farklılıklar da. Ama bunda diğerine göre bir "yapaylık" ya da "zorlama" var sanki. Edebi açıdan da benzer bir değerlendirme yapmak yanlış olmaz. Ancak bunun yazarının aslında bir "gazeteci" olması belki de "hoş görmemizi" sağlayan bir yan.
Mustafa Sütlaş

Tedirginliğin Kadınlığı (Roman)
Binnie Kirshenbaum (Çev: Narınç Ataman)
Agora Kitaplığı, Çağd.Dün.Ed.:17, İstanbul, 2007
ISBN: 978-9944-916-92-9, 224 sayfa,

02.07.2009 / (860/20)

DEĞERLENDİRMEM:
Kadının özgürlüğünü, onu fark etmeyen, bilmeyen ve anlamayan insanlara, özellikle de erkeklere yönelik olarak anlatmayı, dahası bu özgürlük kullanıldığında nelerin yaşanacağını gösteren bir kitap. Giderek daha çok "özgür yaşam" örneklerinin yaşandığını bildiğimiz dünyamızda "kadın özgürlüğüne gözlerimizi kapamanın" hiç bir işe yaramayacağını da çok iyi anlatıyor bence.
Yazarını tanımıyorum. Ama bildiklerini üniversitede de paylaşması onun önemli bir yazar olduğunu gösteriyor. Ancak bir roman olarak "kolay okunabilirlik" dışında bir edebi boyutunun olmadığını da ifade etmeliyim.
Mustafa Sütlaş

Üçlü Duygusal bir laboratuar (Deneme)
J.-F. Briant & M. Crétinon & C. Stoessel, (Çev: Deniz Öztürk)
Ayrıntı Yayınları:458, Lacivert Kitaplar:26, İstanbul, 2005
ISBN: 975-539-456-7, 133 sayfa,

11.06.2009 / (859/19)

DEĞERLENDİRMEM:
133 sayfaya sığan, yaşama ve edebiyata dair bir dolu önemsediğim unsur. Önce "edebiyata dair" olanı vurgulayayım. Yazının sanıldığı gibi "bireysel/kişisel" bir etkinlik olmadığını ortaya koyan bir kitap. Bir heykeltraş ve iki ressamın, bir erkek ve iki kadının, bir araya gelip kendi yaşadıklarını, ayrı ayrı değil, birlikte bir roman formunda anlatabildiklerini somut ve güzel bir örnek yaratarak bize gösteriyor. Değil üç kişi binlercesi de bunu yapabilir. Günün birinde bunun gerçek olacağına da eminim.
Aile; toplumun, düzenin temel taşı. Eğer toplum yaşayan bir "organizma"ysa, onun en küçük yapıtaşı, "canlı hücre"si. Modern toplumda "bir erkek ve bir kadın"dan oluşması için çeşitli kuralların, yasaların zorladığı bir toplumsal yapı. Sınırları ne? Bu sınırlar nasıl değiştirilir? Hatta bu yapı nasıl ortadan kaldırılır? Yazan üç kişi bunları tartışırken okuru da içine katarak başka bir düzlemde tartışmayı sürdürüyor.
Ve "aşk"... Aşkın yalnızca kuramda değil, gündelik yaşamdaki süreçlerini, yine örnekler vererek anlatan, aşkın içinde cinselliğin anlamını, nasıl yaşandığını tartışan ve herkese yeni ufuklar açarak, bu kez "cins"i de sorgulayarak, tıpkı aile gibi onun da başka bağlamlarda gerçekleşebileceğini ortaya koyan, varla yok arasındaki tüm çeşitliliği okura tartıştıran bir kitap.
Bence bir baş yapıt. Ayrıntı'nın "depolarını" boşaltarak "ucuz kitap" satan dükkanlara dağıttığı bu kitabı iyi okurların tükenmeden almalarını, okumalarını ve bulamayan okurlara iletmelerini öneriyorum.
Mustafa Sütlaş

Modernizm, Otomobil Kültürü ve Reklam (Deneme)
Serpil Aygün Cengiz
Ütopya Yayınevi:171, Ankara, 2009
ISBN: 978-975-6361-80-1, 272 Sayfa,

14.05.2009/ (858/18)

DEĞERLENDİRMEM:
Geç tanıdığım, çok değerli bir insanın, bir arkadaşımın "muhteşem" bir kitabı. İnsanı ve toplumu, zaman ve mekanın özellikleriyle yaşamı, dünü ve bugünü, pratik ve kuramsal boyutları, görünen ve görünmeyen yanlarıyla birlikte ele alan, sergileyen, irdeleyen, tartışan ve kapitalizmin ne olduğunu somut olarak ortaya koyarak insanın ufkunu açan bir kitap.
Bir "otomobil"den yola çıkarak bunları dile getirmek için, yalnız "akademisyen" olmanın yetmeyeceğini; aynı zamanda günü fark edip irdemek, "doğmalara sapmadan" nesnel bir şekilde tartışmak, dahası onu "soyutlayıp" dayandığı kuramı da bilmeyi gerektirdiğini düşünüyorum. Sevgili Serpil bunu başardığı gibi, ilgi duyanlara yeni araştırma alanları ve ufuklar da sunuyor.
Bunların "övgü" için yazılmış sözler olmadığını, eğer kitabı okursanız siz de hak vereceksiniz. Yakında onunla yaptığım söyleşiyi okuyunca daha da çoğunu düşünceğinize de eminim.
Mustafa Sütlaş

Batı Doğudan Başlar (Gezi-Anı)
Mebuse Tekay
E-Yayınları, Gezi Kitapları, İstanbul, 2008
ISBN No: 978-975-390-226-7, 176 Sayfa

22.04.2009 / (857/17)

DEĞERLENDİRMEM:
Mesleği "gazetecilik ve yazar"lık olanların dışında en çok yazanlar arasında sanırım doktorlar ve hukukçular başta geliyor. Mebuse Tekay da bir avukat. Bu ikinci kitabını içine "bu kitap varılan yerler kadar, yolu ve yolculuğu anlatıyor, umarım seversiniz" yazarak verdi. Kitabı gerçekten de severek okudum.
Tekay "batı doğudan başlar" diyerek İran, Pakistan, Hindistan ve Nepal'i kapsayan bir yolculuğu anlatıyor. Ama kitap aslında bence bir gezi kitabı olmanın ötesinde, bu yolculuk yapılırken, görülenlerden, yaşanılanlardan yola çıkılarak yapılan bir "düşünce akışını ve monografik tartışma"yı da içeriyor. Kendisinin deyişiyle "yolculuğuna eşlik eden düşünceleri" bizimle paylaşıyor. Bunlar aslında sürekli gündemimizde olan düşünceler. Daha çok tartışılması ve onun sonucunda varılan noktaların yaşama rehber olması gerekiyor.
Bence gezi kitabının ötesinde, kendini, zamanını, üzerinde yaşadığı dünyayı ve bu dünyanın üzerinde yaşayan toplumları, yaptıklarını, yapmadıklarını, çatışmalarını ve beraberliklerini de anlatıyor.
İçinde konuşulacak, tartışılacak, yazılacak o kadar çok konu, olay, duygu ve düşünce var ki... Gezmeyi ve yaşamı seven, yaşadıklarını sorgulama alışkanlığında olan herkesin bence okumasında yarar var.
Mustafa Sütlaş

Ölüm beni istemiyor (Anı-Anlatı)
Yolande Mukagasana-P. May (Çev:Filiz Nayır D.)
Varlık Yayınları:479, Anlatı:107, İstanbul, 1998
ISBN: 975-434-192-7, 215 Sayfa

31.03.2009 / (856/16)
ARKA KAPAK 1994´te Ruanda´nin Hutu ve Tutsi kabileleri arasında başlayan çatışma, kısa zamanda 1 milyona yakın insanin vahşice katline yol açan bir soykırıma dönüştü.Nyamirambo bölgesinde Tutsi´lerden tek sağ kalan hemşire Yolande´ydi. Tüm ailesini yitiren bu kadın Fransa´ya kaçtı ve bu kitapta, yasadıklarını anlattı. Nazi soykırımından sonra, 20. yüzyılın en büyük katliamı hakkındaki Türkçe tek kitap.
DEĞERLENDİRMEM:
Daha önce okuduğum "Sınırsız Canavarlar"la birlikte biz yaşarken, yaşanan ama farkına varmadığımız, üstünde durmadığımız ve dolayısıyla müdahale etmediğimiz için asla sorumluluktan kurtulamayacağımız olayları yaşayan ve birinci ağızdan anlatan bir sağlıkçının, bir "hemşire"nin, yani amacı insanı sağlıklı kılmak, yaşatmak olan bir insanın gözleriyle, bedeniyle, beyniyle ve kalbiyle yaşadıklarını anlattığı bir "belge".
O yalnız kendi gibi olanları katledenleri ve yaşanan cinayetleri anlatmıyor. O bizim yapmadıklarımızı bize anlatıyor. Anlatmanın ötesinde uyanmamız için suratımıza bir "şamar" atıyor.
Şimdi şu anda dünyanın herhangi bir yerinde, belki çok yakımızda benzer şeylerin yaşanıp yaşanmadığına bakmaya ve eğer birşey görüyorsak onun için bir şey yapmaya, en azından o eziyeti yaşayanların attığı "çığlık"lara katılmamızı söyleyen bir kitap.
Hadi şimdi bakalım. Ama bir "film" izler gibi değil, onun olduğu yere gidip o korkuyu hissederek bakalım ve birşeyler yapalım. Belki "ölüm bizi de istemiyor"dur. Hatta kimseyi istemiyordur.
Mustafa Sütlaş

Evet... Ama... Sanki... (Roman)
Meltem Arıkan
Everest Yayınları:200, T.Ed.:44, 3. Basım, İstanbul, 2004
ISBN: 975-289-097-0, 209 Sayfa,

31.03.2009 / (855/15)
DEĞERLENDİRMEM:
Meltem Arıkan'ın okuduğum üçüncü kitabı; daha önce okuduğum iki kitaptan daha önce yazılmış ve yayınlanmış. Farklı bir kurgu ve değişik tezleri olan bir roman. Okurken meraklandım ve keyif aldım. Sonunu bağlayışı aklıma O'Henry'yi getirdi. İnce bir humoru var onun gibi. Hem okuruyla, hem de karakterleriyle "saygı ve sevgi" çerçevesinde küçük oyunlar oynamayı seviyor. Belki de okuyanın kitaba bağlanmasının nedenlerinden birisi de bu. Bazı karakterleri biraz "şematik", ya da daha doğru deyişle "silüet" halinde, okur kendi kafasındaki örnek tiplere dair bildiği özellikleri ekleyerek içini dolduruyor ve bir anlamda "canlı" hale getiriyor.
Arıkan'ın asıl derdi kadın erkek ilişkilerini deşmek ve bunun içindeki cinsellik boyutunu sorgulayarak, kendi düşüncesindeki "ideal kadın"a dair bazı ayrıntıları ortaya koymak. O böyle kadınların olduğunu düşünüyor. Ama onların kendilerini yeterince ortaya koyamadıklarını ileri sürerek ve aslında bu durumun doğallığını ve gerçekliğini anlatarak, bir anlamda onlara cesaret vermek, güçlendirmek istiyor. Günümüz erkek egemen dünyasında sürekli ezilen ve aşağılanan kadının, tam da o aşağılanmaya maruz kaldıkları yanlarıyla güçlü ve üstün olduklarını iddia ediyor.
Bugün alışık olduğumuz kadının içindeki "asıl kadın"ın bu dışavurumunun kadını dolayısıyla dünyayı başkalaştıracağını, daha güzelleştireceğini, erkeğin de bundan mutlu olacağını ve dolayısıyla aslında "egemenliğin" verdiği sıkıntılardan da bu yolla kurtulacağını söylüyor.
Meltem Arıkan'ı geç tanıdım ama onu tanıyıp, okuyunca romanlarını sevdim. Bence "çizgi" dışı ve umudu hep yukarıda tutan "güçlü" bir yazar. Diğer kitaplarını da zaman içinde okumayı istiyorum.
Mustafa Sütlaş

Sınırsız Canavarlar (Roman)
Uzodinma Iweala (Çev: Kıvanç Güney)
Merkez Kitaplar: 104, Edebiyat: 56, İstanbul 2007
ISBN: 978-9944-86-005-5; 135 sayfa,

18.03.2009 / (854/14)
DEĞERLENDİRMEM:
Yazarı bu ilk kitabını "acı çekmiş olanlara" ithaf etmiş. Bir çocuktan nasıl ve neden bir cinayet makinesi yaratılabileceğini ortaya koyuyor. Üstelik bunu "bir yerel savaş"ın hüküm sürdüğü bir "adsız" ülkede yapıyor. Ölenlerin ve öldürenlerin hikayelerini, gerçekten de "acıtarak" yapıyor.
Afrika'da değil, dünyanın her yerini kendi köyleri sanan bir ülkede doğan, yaşayan bir akademisyen yazarı Uzodinma IWeala. Aslen Nijeryalı. Bu kitap da onun ilk romanı.
Kitabı çeviren Kıvanç Güney kitapta kahramanını kendi dilinde yani "Agu"ca konuşturmuş. En çok da orası insanı rahatsız ediyor. Anlatacağınızı kendi öz dilinizde değil, başkalarının sizin hiç bir zaman tam anlamıyla bilemeyeceğiniz bir dilde anlatmanın ne demek olduğunu da anlıyorsunuz okurken.
Bu kitabı herkes okumalı. Herkes "Agu"yu ve yaşadıklarını anlamalı. Öyle bir iddiası yok ama bence bir "başucu kitabı" olmalı. Günü ve yaşadıklarımızı anlamak için.
Mustafa Sütlaş

Taşlar Şahit (Şiir)
Şeyhmus Diken (Foto: A.Çetinbostanoğlu, Müzik: Udi Yervant Bostancı)
Lis Yayınları, Diyarbekir Kitaplığı: 65/10, İstanbul, 2008
ISBN: 978-975-6179-65-9, 127 Sayfa,

17.03.2009 / (853/13)
DEĞERLENDİRMEM:
Sevgili Şeyhmus Diken'in yeniden basılan, ama Aydın Çetinbostanoğlu'nun güzel Diyarbakır fotoğrafları ile sunulan, Diyarbekirli sanatçı Udi Yervant Bostancı'nın bazıları kitaptaki şiirlerden oluşmuş harika müziğiyle bize ulaşan güzel kitabı.
Diken'in derdi Diyarbekir'i anlamak ve anlatmak. Bu "şehr-i diyar"ı kendisi içindeki taşlarına yazmış zaten. Önmeli olan o taşlara bakıp yalnız üzerinde yazılı olanları değil, yazılmadan üzerine nakşolanları da görmek çok önemli.
Bunu görmeyi başaranlar hem onu iyi anlıyorlar, hem de çok iyi anlatıyorlar. Bu kitaba emek veren o üç sanatçı da onlar arasında. Ellerine sağlık.
Kitabı bir küçük bulmacanın sonunda "ödül" olarak kazanmış olmak ve okurken bir yandan da Udi Yervant'ı dinlemek de kuşkusuz çok keyifli.
Mustafa Sütlaş

Subtopia (Roman)
Andrew L. McCann (Çev: Algan Sezgintüredi)
Versus Kitap:7 Roman:1, İstanbul, 2006
ISBN: 9944-989-07-X, 262 Sayfa,

05.03.2009 / (852/12)
DEĞERLENDİRMEM:
Daha önce hiç Avustralyalı bir yazar, ya da Avustralya'yı anlatan bir roman okudum mu anımsamıyorum. Önce yalnız bu "ada-kıta"yı anlatacak diye başladığım "Subtopia"nın küreselleşmiş kapitalizmin varoşlarındaki "ütopya"yı anlattığını anladım.Ancak orada anlatılan bu ütopya akıl ile gerçekliğin uyumsuzluğunun ardından gelecek olan başka bir dünyanın "negatif" bir resmi gibi. Negatif çünkü "ütopya"lardaki "mutluluğu" değil, bugün artık süreklileşen mutsuzluğun ve umutsuzluğun kalıcılaşmış halini ortaya koyuyor.
Bir çıkışı tartıştırmak istiyor bize. Bildiği bir tek şey var çıkışa dair. O da "reddetmek" ya da "karşı çıkmak". Kalanını okuyan kafasında bulmak, dahası yaratmak zorunda. Yazar yer ve zaman neresi olursa olsun değişmeyen bir "gerçekliği" ortaya koyuyor. Öykünün geçtiği yerler birbirine benziyor: Melbourn, Sydney, Berlin, Newyork ya da Cape Town ve onun giderek merkezlerine doğru yayılan, nüfuz eden "varoş"ları.
Karakterler ise bu varoşlarda yaşayan birbirine "ikizmişcesine" tıpatıp benzeyen, ırkın, milletin, kökenin ve ülkenin ne olduğunun önemi olmayan bir "dünyalı" olma noktasında birbirinin aynısı. Onlar artık bu küreselleşmiş metropolün "klonlanmış" insanları. Üstelik de her biri diğerlerinden "farklı" olduklarını, bu nedenle de birer "birey" olduklarını en çok savundukları zaman ve durumdalarken.
"Kurgusal gerçeklik"teki yaşamla "yaşanan gerçeklik"teki yaşamın bir ve aynı olduğunu ortaya koyan ama bu durumu da sorgulayan "eleştirel" bir roman.
"60"larda düzene itiraz ederek başlayanların "hepsinin", o zamandan bugüne geçen zamanda da ise yalnız "düşünen" insanların farkettikleri, ama günümüzde yaşadığımız küresel ekonomik krizde, hemen herkesin yaşadığı, hissettiği ya da aklından geçirdiğini anlatan bir "ölümcül" ama yeni doğacak olanın da sancılarını duyumsatan bir kitap "subtopia".
Mustafa Sütlaş
Müge İPLİKÇİ'nin 06/10/2006 tarihinde Radikal Gazetesinde çıkan yazısı: "Hepimiz Hastayız"

Ve... Veya... Belki... (Roman)
Meltem Arıkan
Everest Yayınları:190, T.Ed.:42, 3. Basım, İstanbul, 2005,
ISBN: 975-289-084-9, 210 Sayfa,

05.03.2009 / (851/11)
DEĞERLENDİRMEM:
Kısa arayla okuduğum ikinci kitabında Meltem Arıkan aslında bir duyguyu ve o duygunun yönlendirdiği bir "eylemi" anlatmak ve bu eylemin on yol açan duygular dışındaki nedenlerini düşündürmek için yazmış.
Çok az insanın "eyleme" dönüştürdüğü o duyguları, çok kişinin öznelinde koşut yaşam parçacıkları olarak anlatmış.
Bu açıdan bir yapboza benziyor. Ama öyle bir yapboz ki her parçası, başka parçalarla kolay uyum sağlayarak yaşamın, renkliliğini, çeşitliliğini, çok boyutluluğunu görünür hale getiriyor.
Hastalar ve sağlıklılar! Aynılar ve farklı olanlar! Benzerlikler ve farklılıklar! Kesişen, örtüşen, benzeşen, aynılaşan yüzler, kişiler, tipler, kahramanlar. Ya da kitaptaki adıyla Eylül, Gizem, Caviden, Derin, Ayten, Murat, Ahmet, Batu, Erol, Fatma, Emin...
Arıkan'ın sözleriyle söylersek; "Kadın'ın amacı bulmak değil belki de, yalnızca aramak. Hayalkırıklıklarından böyle kaçacağına inanıyor. Arayarak hep umutlarla..."
Tıpkı hepimiz gibi, kendimiz gibi. Bulduğumuzda ise bitiyor.
Mustafa Sütlaş

Yüksek Ateşli Kitap (Deneme)
Faik Çelik
Cinius Yayınları, İstanbul, 2008,
ISBN: 978-605-4177-05-9, 160 Sayfa,

04.03.2009/ (850/10)
DEĞERLENDİRMEM:
Bir bölümünü daha önce çeşili web sayfalarında okuduğum yazıların bir ara geldiği bu kitapta, Faik abi, sağlıkta, tıptan, hekimlikten ve bunun dolayımında da insandan ve insanlıktan söz ediyor. Başka bir deyişle tıp ve hekimliğin çevresinde dolaşırken, aslında yaşamdan söz ediyor, yaşamın geçmiş ve gelecekle bağını kuruyor.
Kendine özgü duyarlığı ve estetik kaygılarıyla, hekimlik pratiğini süzerek ortaya koyduğu görüşleriyle "tıbbi" değil "insani" bir kitap yazmış. Okurken bir çok şeyi ya öğreniyor, ya da bağlantısını kurarak farkına varıyorsunuz ve ele aldığı konulara da "başka" bir yerden baktığı için de "başka şeyler" görüyorsunuz.
Doğrudan "politika"dan söz etmeden de "politika" yapan, kolay okunan ve bittiği anda "devamı da olmalı" dedirten; kitabı bana verirken içine yazdığı gibi herkese "normotermik" bir yaşam dilese de, gerçekten "yüksek ateşli" bir kitap.
Mustafa Sütlaş

Karşıdevrimciler - Devrimciler 2 (Roman)
Kaan Arslanoğlu
İthaki Yayınları: 588- Edebiyat: 477, İstanbul 2008,
ISBN: 978-975-273-411-1, 244 Sayfa,

09.02.2009 / (849/09)
DEĞERLENDİRMEM:
Karşıdevrimciler arkadaşım sevgili Kaan Arslanoğlu'nun son romanı. Bu romanında da son dönem romanlarında olduğu gibi bir dönem panoraması çizerken, ilk romanlarından farklı olarak "düşünce beyan eden roman izleğini" sürdürmüş.....
Devamı için kitabın adını tıklayınız...
Mustafa Sütlaş

Yeter Tenimi Acıtmayın (Roman)
Meltem Arıkan
Everest Yayınları:209, T.Ed.:46, 6. Basım, İstanbul, 2007
ISBN: 975-289-108-X, 327 Sayfa,

29.01.2009 / (846/06)
DEĞERLENDİRMEM:
Bir rastlantı sonucu varlığından haberdar olduğum "güncel" bir yazarın, "önemli" kitaplarından birisi.
Kimsenin değinmediği, hatta yok saydığı bir konuyu, bir roman içinde oldukça iyi ele alan ve yalnız öğretici değil, aynı zamanda da "cesaret verici" bir destek oluşturan bir kitap.
2004 yılında aldığı "Türkiye Yayıncılar Birliği-Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü" de kitabın değerini ortaya koyuyor.
Bence herkes okumalı, hatta sürekli okunmalı. Tabi sitesi de yazarın diğer yapıtlarını ve yazılarını öğrenmek için oldukça yararlı olduğundan ziyaret edilmeli.
Mustafa Sütlaş

Yeni Atlantis (Ütopya)
Francis Bacon (Çev: Çiğdem Dürüşken)
Kabalcı Yayınevi:312, Hümanitas:14, İstanbul, 2008
ISBN: 975-997-118-6, 158 Sayfa,

10.01.2009 / (845/05)
DEĞERLENDİRMEM:
Güneş Ülkesi'yle hemen hemen aynı sıralarda yazılmış başka bir "klasik ütopya." Şunu anladım ki, "herkesin ütopyası kendine ve kendisi için". Bacon kendi dert edindiklerinini ya da beklediklerini ütopya diye yazmış.
Aslında pek çoğu olan ve olabilecek olan şeyler. Ama ne yazık ki yok. Şunu anladım ki her zaman "başka bir dünya mümkün". O zaman neden olmuyor? Çünkü aslında kimse bu dünyadan şikayetçi değil. Bu noktayı iyi düşünmek gerekir.
Bu kitabı da özellikle "temel eğitim" dönemindeki herkes okumalı ve okutmalı.
Mustafa Sütlaş

Güneş Ülkesi (Ütopya)
Thoma Campanella (Çev: Çiğdem Dürüşken)
Kabalcı Yayınevi:317, Hümanitas:16, İstanbul, 2008
ISBN: 975-997-123-2, 195 Sayfa,

08.01.2009 / (844/04)
DEĞERLENDİRMEM:
Ütopyaları okumaya başlayınca, aslında yıllar önce okuduğum More'un "Ütopia"sından sonra okumayı planladığım ama bir türlü ulaşamadığım bu kitabın yeni bir baskısını bulunca almadan edemedim. Hemen de okudum. Güneş Ülkesi'nin "Başka Bir Dünya Mümkün" düşüncesinin peşinde yaptığım yolculukta kimi düşüncelerimi pekiştiren yanlarıyla önemli katkılarda bulunduğunu söyleyebilirim.
Bu kitapları bugün yaşadıklarına eleştirel bakış getiren herkesin hem de olabildiğince en erken zamanda okumaları gerektiğini düşünüyorum.
Mustafa Sütlaş

Tekelci Medyada Örgütsüz Gazeteci (Araştırma)
Atilla Özsever
İmge Kitabevi, Ankara, 2004
ISBN: 975-533-408-4, 298 Sayfa

07.01.2009 / (843/03)
DEĞERLENDİRMEM:
Sevgili Atilla Özsever'in bu kitabını 2004'de almışım. Okumak için elime aldığımda nerdeyse beş yıl olmuş. Özsever'in dikkatli ve özenli bu çalışmasını her gazetecinin okuması ve sonra da "örgütlenme" konusundaki tutum ve tercihlerini yeniden gözden geçirmesi gerekli.
Okurken yalnızca bir nokta kafama takıldı: Eğer gazetecilik "bilgilenme ve haber alma hakkı"nın gereğini yerine getiren bir eylem ve etkinlik alanı ise bunu yapanların hepsi "bu grup içinde" değerlendirilmelidir.
Dolayısıyla "para kazanma" amacı dışında herhangi bir amaçla bu tür etkinliklerde bulunanların da "gazeteci"lerle birlikte davranmalarının, özellikle de "örgütlenmelerinin" önünü açacak seçeneklerin de tartışılması gerekir kanısındayım.
Mustafa Sütlaş

Avrupa ve İmparatorluk Kurucu bir süreç üzerine düşünceler (Deneme)
Antonio Negri (Çev: Kemal Atakay)
Otonom Yayıncılık:9, Politika:3, İstanbul, 2006
ISBN: 975-6056-07-X, 156 Sayfa,

06.01.2009 / (842/02)
DEĞERLENDİRMEM:
"İmparatorluk"un iki yazarından birisi olan Negri'nin AB üzerine yazdığı yazılardan bir seçki. Bu kitabı okumadan ne AB'ye karşı, ne de AB'den yana olunabilir.
AB'nin solda duran, kapitalizme, emperyalizme karşı olanlar açısından ne ifade ettiğini anlamak, dahası o doğrultuda bir mücadelede temel alınması gereken noktaları ortaya koyuyor. Takım tutar gibi taraf tutanların dışında kalan, politik çizgi olarak kendini "sol"da konumlandıran herkesin okuması gereken bir kitap.
Mustafa Sütlaş

Cennet Projesi, Büyülü Ötekinin Arayışında (Deneme)
James Hollis (Çev: Gül Çağalı Güven)
Tavanarası Yayıncılık: 4; Persone:2, İstanbul, 2002
ISBN: 975-8616-02-01, 192 Sayfa,

05.01.2009 / (841/01)
DEĞERLENDİRMEM:
Jung'un insan, özellikle de kadın-erkek arasındaki ilişki, aşk ve sevgi konusundaki teorisini, kimi örneklerle ve durumlarla açımlayan bir kitap. Doğrusu alıp okuma nedenim "başka bir dünya"yı yaratma sürecinde "insan"a ve "insan ilişkileri"ne yaklaşım konusunda farklı, yeni bir şey söyleyip söylemediğini araştırma isteğimdi.
Kitabı bitirdiğimde "bilmediğim ne söylüyor" diye düşündüğümde pek birşey bulamadım. Bu açıdan okunsa da olur, okunmasada. Ancak ilişkilerinde sorun yaşayan çiftlere kendilerini birbirlerini değerlendirmeleri konusunda kimi ip uçları sunabilir. Freud'den kısmen etkilenmiş ama onun üzerinde birşeyler söyleyen, insan ruhuna yaklaşımı analamak isteyenlere bulabilirlerse okumalarını öneririm.
Mustafa Sütlaş

 


 

ANA SAYFA