Y
AZILARIM / Sağlık Hakkı-Hasta hakları
| Bu yazılar her hafta cumartesi günleri Bağımsız İletişim Ağı'nin BİAMAG Sayfasında yer almaktadır.|

Kadın ve "Gizlilik"

Hastaların yaşamlarının sona ermiş olması ya da o hekim ve sağlık kuruluğuyla ilişkisinin bitmesi bile sırların açıklanması hakkını doğurmuyor. Kadının duyarlık ve değerlerine, özel hayatına özel bir özen göstermek hasta hakları arasında sayılmalıdır.


BİA Haber Merkezi
05/11/2005    Mustafa SÜTLAŞ

BİA (İstanbul) - İnsanlar en az sağlıklı oldukları zamanlarda olduğu kadar hastalandıklarında da özel yaşamlarının korunması hakkına sahiptirler.

Kişinin yararına bile olsa hiçbir sırrı, kendi isteği ve onayı dışında başkaları tarafından öğrenilmeye zorlanamaz, başkalarına aktarılamaz.

Dolayısıyla sağlık hizmetlerinden yararlanırken de "kişisel yaşamın gizliliği ve korunması" gözetilmesi gereken temel haklar arasındadır.

Sırrın sırrı

Hastasının bu sırları hastaların onayı ve isteği ile öğrenen hekim ve sağlık personeli de yaşamlarının sonuna kadar bunları saklamakla yükümlüdür.

Bu yükümlülük bir yandan onların mesleklerine başlarken ettikleri yeminin somutlaştırdığı "etik kurallardan", diğer yandan da bu konudaki "hukuksal düzenlemelerden" kaynaklanıyor.

Hipokrat andında bu etik kural "Gerek sanatımın icrası sırasında, gerek sanatımın dışında insanlarla ilişkideyken etrafımda olup bitenleri, görüp işittiklerimi bir sır olarak saklayacağım ve kimseye açmayacağım" şeklinde dile getiriliyor.

Yönetmelikten

Halen yürürlükte olan Hasta Hakları Yönetmeliği'nin 21. maddesi de şöyle:

* Hastanın, mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta mahremiyetinin korunmasını açıkça talep de edebilir. Her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir.

Mahremiyete saygı gösterilmesi ve bunu istemek hakkı;

a) Hastanın, sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesini,

b) Muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makül bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesini,

c) Tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini,

d) Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını,

e) Hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe hastanın şahsi ve ailevi hayatına müdahale edilmemesini,

f) Sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulmasını, kapsar.

21. Madde, "Ölüm olayı, mahremiyetin bozulması hakkını vermez. Eğitim verilen sağlık kurum ve kuruluşlarında, hastanın tedavisi ile doğrudan ilgili olmayanların tıbbi müdahale sırasında bulunması gerekli ise; önceden veya tedavi sırasında bunun için hastanın ayrıca rızası alınır" ibaresiyle bitiyor.

Ölüm "gizliliği" ortada kaldırmaz

Düzenlemenin de gösterdiği gibi, hastaların yaşamlarının sona ermiş olması ya da o hekim ve sağlık kuruluğuyla ilişkisinin bitmesi bu sırların açıklanması hakkını doğurmuyor.

Bu noktada kadın ile erkeğin gerek kendilerinin sahip olduğu, gerekse toplum içindeki geçerli olan değer yargıları özellikle göz önünde tutulmalı, her anlamda en az etkilenecek yol ve yöntemler bulunmalıdır.

Bu haklarla ilgili bildirgelerde yer alan, bu konuya ilişkin düzenlemelerde hastanın sağlık durumu, tıbbi durumu, tanısı, prognozu, tedavisi hakkındaki ve kişiye özel diğer tüm bilgilerin ölümden sonra bile gizli olarak korunması gerektiği açıkça belirtiliyor.

Kayıtların alınması

Ayrıca hastalara ait bu bilgilerin, yalnızca hastanın açık izni veya mahkemenin kesin isteği üzerine açıklanabileceği ortaya konuluyor. Hastanın kimliğine dair bilgiler korunması ve bu bilgilerin korunmasının usulüne uygun yapılması gerektiği vurgulanıyor.

Yine bu konuyla ilgili olarak genel alışkanlıkların bir uzantısı olarak bu bilgilerin açıklanmasının kadının cins olarak bazı haklarını ortadan kaldırması olası bulunduğundan daha dikkatli davranılmalıdır.

Benzer biçimde hizmet sırasında ortaya konulan ve kaydedilen bilgileri görebilme ve düzeltebilme ve örneğini alabilmesi de bir hak olarak tanımlanıyor.

Bu hak hastaların, tanıları, tedavileri ve bakımları ile ilgili kayıtlara, diğer dosyalara, teknik kayıtlara ve tıbbi dosyalarına bakabilme ve kendi dosyalarının ve kayıtlarının kopyasını alabilmeleri şeklinde somutlaşır.

Sağlık personelinin özeni

Hastaların, kendileriyle ilgili tıbbi ve kişisel bilgilerin uygunsuz, eksik, çift anlamlı, eski olması veya tanı, tedavi ve bakım amacıyla ilgili olmaması durumunda bu bilgileri yenileme, daha açık hale getirme, bazı kısımlarını çıkarma, tamamlama, düzeltme hakkına sahip oldukları da unutulmamalıdır.

Burada belirtilen hakların yalnız yazılı kurallarda değil, uygulamada özellikle kadınlar için ve onların durumlarına uygun bir nitelikte varolabilmesi gereklidir.

Kadınlar için bu hakların bizzat kullanılması bakımından sağlık çalışanları özen göstermelidirler. Erkek egemen yaklaşımın izleri bu konuda da silinmelidir.

Eğer kadın istemiyorsa kaydedilen bilgiler, baba, ağabey, eş ya da evlattan dahi gizlenmelidir. Buna yönelik talep gelmeden önce görevliler, hastadan bu konudaki duyarlılığını öğrenmeli ve ona uygun davranmalıdır.

Üstelik bu yalnız bilgilerin korunması anlamında değil, bilgilerin toplandığı muayene ve inceleme süreçlerinde de dikkat edilen bir unsur olmalıdır.

Özel hayata etkisi

Diğer yandan medeni durum ve cinsel yaşama ilişkin bilgiler de tanı ve tedavi süreçlerinin gerektirdiği kadarıyla tıbbi kayıtlar içinde yer alabiliyor. Hastanın tanı, tedavi ve bakımı için gerekli olmadıkça ve özel olarak hasta izin vermedikçe, hastanın özel ve aile hayatına girilemeyeceği unutulmamalıdır.

Evli, bekar ve boşanmış ya da eşi ölmüş kadınların yalnızca kendilerini ilgilendiren özel yaşamlarının sağlıklarıyla ilgili sorunları sırasında, bunları etkileyen boyutlarıyla ortaya çıktığı durumlarda bu noktalara özel bir özen gösterilmesi gerektiği, sağlık hizmetini veren kişilerce göz önünde bulundurulması doğal olarak beklenmeli ve talep edilmelidir.

Yine kadına yapılacak bazı tıbbi girişimlerin kişinin özel hayatında önemli etkileri olabileceği unutulmamalı ve bu noktalarda da özenli olunmalı ve kişilik haklarına saygı gösterilmelidir.

"Özen" hasta hakkı sayılmalı

Gizlilik ve özel yaşam hakkının gerçek anlamıyla varolabilmesi büyük ölçüde hizmeti veren sağlık personelinin özen ve duyarlılığına bağlıdır.

Sağlık kurumlarına başvuran hastalar ve özellikle kadınların, muayene ve tedavilerini üstlenen hekimler dışında kalan ve bu süreçlere dahil olan ya da kişisel bakımlarını yapacak sağlık personelinin veya muayene ve tedavilerini yapacak kurumların, özel hayatlarının korunmasını sağlayan fiziksel özelliklere sahip olmasını bekleme hakkına sahip oldukları unutulmamalıdır.

Bu sorumluluk ve görev tam anlamıyla yerine getirildiği koşulda bile hizmetin alımı sırasında ilgili kişilerin tümünün tüm bilgiye sahip olmaları da gerekmez.

Sağlık hizmeti veren ekibin yalnız gerçekten ilgili olanları bu bilgilere vakıf olmaları da sağlanmalıdır.

Bu bağlamda kadın ya da erkek sağlık personelinin hastalara hizmet verdikleri ilişkileri sırasında kadının duyarlık ve değerlerine özen gösterecek tutum ve davranışlarda bulunmaları hasta hakları arasında sayılmalıdır. (MS/BA)
.....