Y
AZILARIM / Sağlık Hakkı-Hasta hakları
| Bu yazılar her hafta cumartesi günleri Bağımsız İletişim Ağı'nin BİAMAG Sayfasında yer almaktadır.|

Birinci Basamağın Eksikleri ve Yanlışları

Bu yaklaşımın "birinci basamak ve orada çalışan personelde" doğurduğu yetersizlik duygusu da bu hizmet basamağının en azından sakatlar açısından, en yakındaki en kolay ulaşılabilir ve yararlanılabilir sağlık kurumu olma durumundan çıkmasına yol açmaktadır


BİA Haber Merkezi
18/06/2005    Mustafa SÜTLAŞ       musutlas@gmail.com

BİA (İstanbul) - Genel tıp hakkında yeterli eğitim almış olsalar da; sağlık ocaklarında görev yapan birinci basamak hekimleri, sakatlıklarla ilgili bilgi ve sakatlara hizmet konusunda, temel eğitimleri sırasında yeterli ve ayrıntılı bilgi verilmediği için yetersiz kalabilirler.

Bu da, birinci basamak sağlık kuruluşlarında sakatlara verilmesi gereken hizmetlerde bir çok eksiklikler yaratır.

Sakatlara yönelik olarak vereceği "genel sağlık hizmetleri"nde bile açık olacağı düşüncesiyle, birinci basamakta görev yapan bir "pratisyen hekimin" aslında kendisinin çözebileceği bir sorunla başvuran bir sakatı, doğrudan onun durumuyla ilgili bir ikinci ya da üçüncü basamak sağlık kurumuna yönlendirmesi sık rastlanan durumlar arasındadır.

Bu durum sakatların "genel sağlık hizmetlerine" ulaşmasında güçlükler yaratmakta, hizmet ertelenmekte ve ancak durum aciliyet gösterince bu sağlık kuruluşlarına başvurdukları görülmektedir.

Bazen gönderilen o kurumlar sorunun basitliği ya da kapasite sınırlılığı nedeniyle sakat kişiyi baştan savabilmektedir.

* * *

Daha seyrek de olsa güncel bilgiyi yeterince izlemediği halde temel bilgisini yeterli görerek sakatları, gerçekten gereksindikleri hizmetleri alacakları merkez ve birimlere göndermeyen birinci basamak hekimlerine de rastlanmaktadır.

Bu ise yeterli olmayan tanı ve tedaviye yol açabilmektedir.

Bu durumda sakat hasta ve yakınlarında, sağlık ocaklarındaki görev yapan hekimlere yönelik "güvensizlik" duygusu oluşmaktadır. Sonuçta sakatlıklarıyla ilgili sağlık hizmetlerini aldıkları özel dal merkezlerindeki "kendi" hekimlerine aslında onun çözeceği ve çözmesi gereken bir konu olmamakla birlikte, ona başvurulduğu görülmektedir.

Bu ise özel dal merkezlerinin iş yükünü artırarak, asıl yapmaları gereken hizmetleri, ona gereksinim duyanlara yeterince verememeleri gibi bir sonuç doğurmakta, "yanlış ve gereksiz hizmet kullanımı" anlamına gelmektedir.

Tüm bu yanlış yaklaşımlar gereksinilen hizmetin nereden alınacağı konusunda gereksiz çatışmalar doğurabilmektedir.

Diğer yandan, bu yaklaşımın "birinci basamak ve orada çalışan personelde" doğurduğu yetersizlik duygusu da bu hizmet basamağının en azından sakatlar açısından, en yakındaki en kolay ulaşılabilir ve yararlanılabilir sağlık kurumu olma durumundan çıkmasına yol açmaktadır.

* * *

Alınan hizmetin sayısı, sıklığı ve yoğunluğu da karşılıklı olarak suistimale açık bir nokta oluşturmaktadır.

Suistimali yaratan belirleyici nedenler, bu hizmetlerin ve hizmet sırasında kullanılan araç gereç ve tedavi edici malzemenin bedellerinin karşılanması noktasındadır.

Sık muayeneden kaynaklanan gereksiz muayene ücretleri, kesin protokollere dayanmayan tanı, izleme, tedavi işlemleri ve sarf malzemeleri ve ilaçlar bedellerinin yüksekliği ve kaynakların etkin kullanımı bakımından irdelenmekte, bazen gereksiz kullanıma, bazen de tedavi hizmetine ulaş(a)mama noktasına varmaktadır.

Bu konuda birçok hastanın, hangi ilacı, hangi sağlık sorunu için aldığı konusunda bilgi sahibi olmadığına ilişkin kaygılar ortaya çıkmakta ve bunlar sık olarak "yetersizlik" şeklinde dillendirilmekte, giderek birinci basamağın sakatlar için "uygun bir sağlık kuruluşu" olmadığı şeklindeki "yanlış düşünce" yerleşip yaygınlaşmaktadır.

* * *

Kuşkusuz her zaman; sakat hasta ve yakınları, birinci basamak hekimi ve onun ekibi, kişinin sakatlığıyla ilgili "uzman" merkezler ve orada çalışan görevliler arasında "tam bir işbirliği" yaklaşımı söz konusu olmalıdır.

"Tam bir işbirliği"ni sağlayacak temel unsurlar şunlardır:

* Görev alanları ve herkesin neyi, nereye kadar yapacağının kesin sınırlarıyla tanımlanması, verilecek hizmetler ve yapılacak işler konusunda tam bir uzlaşmanın sağlanması;

* Yapıcı ve olumlu diyalog, uyum ve karşılıklı güven ve inanç;

* Yalnız ortaya çıkan sorunların çözümü konusunda değil, sorunların oluşmaması bakımından da etkin ve yararlı sonuçlar verebilen bir sağlık hizmeti;

* Sakatın sağlığıyla ilgili tüm karar süreçlerinde durumun birlikte değerlendirilmesi ve kararların birlikte alınabilmesi;

* Tüm bu işlerin yerine getirilmesine yönelik olarak sürekli bir iletişim ve geri besleme sisteminin kurulması;

* Her üç tarafın da birbirlerini ve etkinliklerini dikkatle izlemeleri ve denetlemeleri.

Bu işbirliği içinde genel sağlık sorunlarının daha çok ve sık olması nedeniyle ve en yakında olduğu için temel görev birinci basamak sağlık kuruluşlarınındır.
Özel merkezler onlara yardımcı ve gerekli "özel ve teknik" desteği sağlayan yapılar olarak kalmalıdır.

Her iki sağlık kuruluşu arasında hangi hizmetin nereden alınması konusundaki kritik tercihi yapma görevi de sakat ve yakınlarınındır.(MS/EÜ)
.....