Y
AZILARIM / Sağlık Hakkı-Hasta hakları
| Bu yazılar her hafta cumartesi günleri Bağımsız İletişim Ağı'nin BİAMAG Sayfasında yer almaktadır.|

Kolay Farkedilemeyen Sakatlıklara Yaklaşım

Sakatlıklar arasında ilk bakışta fark edilmeyen, çoğu genetik kökenli bazı hastalıkların ortaya çıkardığı durumlar da vardır. Bunlar özel bir yaklaşımı ve değişik sağlık taleplerini gündeme getirir.


BİA Haber Merkezi
14/05/2005    Mustafa SÜTLAŞ       musutlas@gmail.com

BİA (İstanbul) - Daha az bilindiği, daha az örgütlenmiş hizmet sistemleri olduğu için bu durumda olanları sağlık hizmetleriyle ilgili sorunları daha çoktur.

Bu konularda özel bazı gereksinimlerin olabileceği öngörülmeli ve bunlara yönelik hizmetler ve hizmetleri verecek birimlerle gerekli eğitim ve bilgilenme sağlanmalıdır.

Otizm ve benzeri durumlar

Ender görülen bozukluklar ya da sakatlıklar arasında önemli yer tutan tablolardan birisi otizmin farklı biçimleriyle, sonradan oluşan beyinsel sakatlıklardır.

Bunların fark edilmeleriyle ilgili güçlükler yanında uygun ekiplerin görev yaptığı merkezlerin azlığı, gerekli bilgi ve deneyime sahip olan personelin dağılımındaki dengesizlik, bu tür özel durumlarda önemli bir hizmet açığına yol açmakta, bu da ortaya çıkan sakatlıkların ağırlaşmasına ve ek başka sağlık sorunların yol açmaktadır.

Bu durumları değiştirmeye yönelik fazla bir şey yapılamaması, durumun kanıksanmasına ve önemsenmemesine yol açabilmektedir. Bu da gereksinilen hizmetlerin yerine getirilmemesine neden olmaktadır. Bu tür durumlarda hizmet veren birimlerin sayılarının artırılması, talebe yanıt verecek hale getirilmesi hizmete ulaşma ve yararlanma hakkı bakımından çok önemlidir.

Gereksinilen hizmetlere ilişkin olarak yeterli kaynakların ayrılmalı, bu durumdaki kişilerin ve yakınlarının hizmetleri planlama ve uygulama süreçlerine katılımları sağlanmalıdır.

Bu konuda gerekli desteğin kimlere ve nasıl sunulacağı konusunda yapılan hata ve değerlendirme yanlışlarının da azaltılması gereklidir.

Örneğin Otizm Spektrum Bozukluğu olan birçok kişi zeka katsayısı (IQ) testi yapıldığında,zihinsel özürlü olarak değerlendirilmemekte, bunun sonucunda kişilerin özürlülükle ilgili destek ve yardımlardan yararlanamamaktadır.

Sonradan olan beyinsel sakatlıklar

Bu durumla ilgili olarak özellikle gündeme gelen bazı temel sorunlar vardır.

Bunlar arasında; öyle olmadıkları halde genellikle "zihinsel sakat" olarak kabul edilmeleri, bu nedenle bazı hizmetlerden yararlanamamaları, bu kişiler için özel olarak hazırlanmış gündüz bakımı ve eğitimi programlarının yeterli olmaması, aslında bazı işleri görebilecekleri halde yeterli destek ve iş olanaklarına sahip olmamalarından kaynaklanan psişik sağlık sorunları sayılabilir.

Bizim ülkemizin bu noktadaki gerçeklerinden birisi de önlenebilir bir hastalık olan çocuk felci, doğuştan kalça çıkığı ve kafa travması sonucu oluşan sakatlıkların bazı koşullarda akıl hastalığı, zeka geriliği vb. durumlarla karıştırılmasıdır.

Bu durumda çocukların beyinsel gelişimleri için herhangi bir çaba sarf edilmediği çocuk bu yönde gelişememekte, bir süre sonra bu yönden de bir eksiklik ortaya çıkabilmektedir.

Bu noktada önlenebilir hastalıkların önlenmesinin, ayırıcı tanıların ve buna uygun tedavi ve rehabilitasyon programlarının doğru bir şekilde uygulanması çok büyük önem kazanmaktadır.

Konuşma bozuklukları

Sakatlıklar arasında bir özel konu da işitme ve konuşma bozukluklarıdır. Bu tür sakatlıklar doğuştan olduğunda fark edilmeleri gecikmekte, dolayısıyla bazı gecikmeler nedeniyle durum kalıcılaşabilmektedir.

Bu kişiler okuma yazma da öğrenemedikleri için kendilerini ifade konusunda çok ciddi sıkıntı çekebilmekte, bu da sağlıkla ilgili sorunları ve sıkıntılarının zamanında fark edilmesini engellemekte dolayısıyla bir hizmet eksiği ve açığı ortaya çıkmaktadır.

Çocukların olabildiğince erken dönemlerde gerek konuşma eğitimi, gerekse yardımcı araç gereçlerden yararlanma konusunun çözümlenmesi gereklidir. Günümüz koşullarında bu konuda gereksinilen hizmetlerin yeterli bir şekilde karşılanamadığı açıktır. Çünkü yeterli sayıda uzman bulunmamakta, mevcutların da dağılımında büyük eşitsizlikler söz konusu olmaktadır. Kırsal bölgeler ise bu hizmetlerden yeterince hatta hiç yararlanamamaktadır.

Metropol olan bölgelerde ise çok fazla talep oluştuğundan yine hizmet açığı bulunmaktadır. Bu noktada az sayıdaki uzmanların daha çok sayıda olan genel sağlık hizmeti kurumlarıyla ilişki ve işbirliğinin önemi ortaya çıkmaktadır.

Dolayısıyla tedavi programlarının uygulamasının, tedavi uzmanlarıyla düzenli ilişki kurularak yerinde sürdürülmesi çok büyük öneme sahip bir durumdur.
Diğer yandan az sayıda uzmanın dengeli dağılmını sağlayacak özendirici önlemlerin ve teşviklerin sağlanmasında büyük yararlar vardır.

Çifte sakatlığı olan kişiler

Önemli sorunlardan birisi de birden çok sakatlığı olan kişilerin durumlarıdır. Çifte sakatlılık haline örnek olarak, ruhsal (ya da psikiyatrik) rahatsızlığı olan bir kişinin aynı zamanda zihinsel sakatlığı olması, ya da örneğin bir kaza sonucu ortaya çıkan ortopedik engellilik yanında bir de görme ya da işitme engelinin olması verilebilir.

Bu tür durumlarda ortaya çıkan özel hizmet gereksinimleri, hangisinin daha önce ya da kim tarafından sağlanabileceği gibi sorunları yaşanabilmektedir. Bu tür sorunların sağlık hizmeti ve bakım desteği bakımından aşılması gereklidir.
Temel olan kişinin gereksinimine göre yapılan planlamadır.

Sakat kişiler, anne-babaları, aileleri ve bakıcıları ile servis sağlayıcıları; "çifte sakatlığı olan kişilerin" özel gereksinimlerini karşılayabilecek çeşitli hizmetlere yönelik taleplerini giderek daha çok dile getirmektedirler.

Bu durumda olan kişilerin gereksindikleri hizmetlerin güçlüğü ve maliyetinin zaman zaman yüksek olması bu tür hizmetlerin sunumunu engellememelidir.
Bazı durumlarda, çifte sakatlığı olan kişilere verilecek hizmetler her ikisinin yapılabilmesine olanak tanımadığından (örneğin ortopedik engelinin sonucu olarak ortaya çıkan bir kronik yaranın varlığı aynı kişinin bir psikiyatrik sorunu olması durumunda) her iki hizmeti de alamaması sonucunu doğurabilmektedir.

Bu noktada anne-babalar, zaman zaman çocuklarının sakatlığa yönelik ve psikiyatri hizmeti veren servisler arasındaki koordinasyon eksikliği nedeniyle hizmeti alamadıklarından yakınmaktadırlar.

Hangi birimlerin hangi sorumluluğu üstlendiği konusunda hiç kimse hiç bir zaman emin olmadığından, eşgüdümlü bir yaklaşımın yetersizliği, diğer birçok anne-babada olduğu gibi, bu anne-baba için de karmaşaya yol açmaktadır.
Bu tür sorunların çözümü için ilgili hizmetleri veren sağlık birimleri arasında işbirliğini özendirmek ve her birisinin rol ve sorumluluklarını belirlemek amacıyla protokoller hazırlanmalıdır.

Çifte sakatlığı olan kişilerin gereksinimlerinin karşılanmasının sağlanması için, sakatlara yönelik hizmet veren birimler ile toplum psikiyatri servisleri arasındaki bağlantıların geliştirilmesi ve pekiştirilmesi gereklidir.(MS/EÜ)
.....